DÖNÜŞÜM BAŞLASIN

Meditasyon ile Dönüşüm

By 15 Ocak 2019 No Comments

Hep duyduğumuz fakat bir çoğumuzun, hayatında henüz deneyimlemediği bir konu meditasyon. Bağdaş kurup ellerimizle çeşitli mudra hareketlerini uyguladığımız, gözümüzü kapatıp öylece beklediğimiz bir şey midir meditasyon? Yoksa fantastik bir dünyaya açılan kapı mıdır? Yoksa sıradan zamanlarda fark etmeden yaptığımız bir şey midir? Gelin bugün bu konu üzerinde biraz konuşalım.

Meditasyon, zihin, beden ve ruhun uyum içinde olduğu an veya anlardır. Kent yaşamının bizi, doğalında olması gereken bu uyumlu halden epey uzaklaştırdığı aşikar. İşte meditasyon orjinale, fabrika ayarlarımıza geri dönebilme halidir. Bize ait olmayanları tek tek bırakarak, kendimize gelme, özümüze dönme halidir. Hakikatle yüzleşme halidir. Bize ait olmayanlarla birlikte yaşamaya çalıştığımızı, ağır yükleri yıllardır sırtımızda nasıl taşıdığımızı en kibar şekilde ifade eder bize. Hayatımızı yönlendiren şeylerin bize mi, yoksa başkalarına mı ait olduğunu fark edebileceğimiz fırsatlar sunar. Kaçımız gerçekten kendi istediğimiz hayatı yaşıyoruz? Öyle desinler, böyle görsünler, o yaptı ben yapamadım derken, merkezimizden ne kadar uzaklaştık? Kaybolduğumuzu, bir türlü huzurlu ve mutlu olamadığımızı, fakat bu kısır döngüden nasıl çıkabileceğimizi bilemedik ve belki de sorgulamayı çoktan bıraktık. Peki beni tüm bu karanlıktan meditasyon çıkarabilir mi? Meditasyon nasıl beni kendimle buluşturabilir, bende nasıl bu kadar olumlu bir değişim ve dönüşüm başlatabilir? O zaman ben de size sorabilirim ki, hayatınız boyunca hiçbir düşünceye odaklanmadan, yalnızca bedeninizin kendi halinde nefes alışverişini izleyerek ve bir süre sonra kendiliğinden onu da bırakarak
yalnızca var olma halini, meditasyonu hiç deneyimlediniz mi? Yalnızca var olmak… Hepsi bu… Bunun nasıl bir dönüşüm gücüne sahip olduğunu bilmek, deneyimin yanında çok etkisiz kalacaktır fakat yine de biraz anlatmaya çalışalım.

Zihniniz her an ama her an bir şeylerle meşgul. Bunu kendiniz gün içerisinde rahatlıkla gözlemleyebilirsiniz. Aklınızdan bir düşüncenin geçmediği bir anın bile olmadığını fark edebilirsiniz. Uyurken dahi rahat yok, çünkü rüya görüyorsunuz. Boşluk yok. Oysa hayatın sırrı o boşlukta gizli. Hayatın sırrı ve boşluk demişken, bununla ilgili çok çarpıcı bir gerçeği de paylaşalım. Dr. Erhan Özer, “İçimizdeki Hekim” adlı kitabında bu konuya yer vermiş. Dilerseniz oldukça önemli konulara değinen bu kitabı okuyarak da pek çok farklı bilgi edinebilirsiniz. Kitapta da bahsedildiği gibi, her madde ve dolayısı ile insan, atomlardan oluşuyor. Atomun içerisinde proton ve nötron, dışında sürekli hareket eden bir elektron var. Evet buraya kadar ilk okuldan bu yana bildiğimiz bilgiler. Çarpıcı kısım buradan sonra başlıyor. Atomun kendisi ve bu elektron arasında çok büyük bir boşluk bulunuyor. Bu boşluğa fizikçiler vakum adını vermişler. Bu boşluğun içerisinde işlenebilir enerji mevcut. Tanrı parçacığı adı da verilen bu boşluk sayesinde, Evrensel Alan ile sürekli iletişim halinde olan bir varlığız. Kuantum fiziği ve felsefesi de buradan geliyor. Madde, mekan ve zaman aralığı dışında bulunan kuantum alanından söz ediyoruz. Yani 5 duyu organımızla algıladığımız alanın dışında bir alandan. İşte varlığını kabul ettiğimiz fakat nerede olduğunu bilemediğimiz ruhumuz bu boşlukta yer alıyor. Duygu, düşüncelerimiz atomun etrafındaki elektronun hareketini etkiliyor, bu değişim domino etkisi gibi moleküllerimize, oradan DNA’mıza ve sonuç olarak gözle görülür madde dünyamıza yansıyor. Yani bakıldığında beden ile ruh arasında en önemli bağlantıyı zihin sağlıyor. Zihninizde oluşturduğunuz düşünceler, madde dünyanıza artık bilimsel açıdan da ispatlanabilen bu yoldan intikal ediyor. Öyleyse zihninizi neyle doldurursanız siz ona dönüşüyorsunuz. Bu kadar net olan bu hakikatin ışığında, “iyi düşün iyi olsun” gibi yüzyıllardır denenmiş ve kabul görmüş, ata deyimlerinin arkasındaki hakikati yeni yeni idrak ediyoruz. Öyleyse bizden binlerce yıl önce yaşamış kadim medeniyetlerin, bugün bize sadece kırıntıları kalan pek çok nefes, yoga ve meditasyon tekniği ile insanlar sizce o zamanlarda neler yapıyorlardı? Gelişen biz miyiz yoksa onlar mıydı? Acaba geliştiğimizi, ilerlediğimizi zannederken bir şeyleri gözden mi kaçırdık? Bir yanda büyük ustalar, yükselmiş ve bütün olmayı başarmış onca bilge ve bir yanda bizlerin şu anda içinde bulunduğu sıkışmışlık, kaybolmuşluk. Bunlar hep üzerinde düşünmemiz sorgulamamız gereken konular. Kendi konumuza dönecek olursak, meditasyon sayesinde, ruh, beden, zihin dengesine ulaşarak, düşünce yapımızda, bakış açımızda gerçekleştireceğimiz değişimlerin, varlığımızda ve dolayısı ile yaşamımızda nasıl bir dönüşüm yaratabileceği konusu şimdi kulağınıza nasıl geliyor, size nasıl hissettiriyor?

Meditasyona sınırlar çizmek, yapınca bu olur demek neredeyse imkansız. Her kişinin kendi deneyimi ve aslında her deneyimin bile birbirinden farklı olduğu bir konu meditasyon. Fakat şunu kesin olarak söyleyebiliriz ki meditasyon, size, sizin ihtiyaç duyduğunuz şeyi verecektir. Yaşamınızda, varlığınızın neye ihtiyacı varsa onu size verebilecek olan çok büyük bir güçtür. Kendi kendinize verebileceğiniz en büyük hediyelerdendir. Meditasyon kapıdır. Bambaşka bir dünyaya açılır. İyi bir öğretmendir, araçtır. Bir süre sonra yaşamınızın bir parçası olur ve özel bir çaba gerektirmez. Düşünceleriniz değişir, dolayısı ile bakış açınız değişir.

Meditasyon ile birlikte nefes yöntemlerini de öğrenmek sizi bu konuda çok daha bilinçli kılacaktır. Lütfen kendi dönüşümüzü başlatmak için daha fazla gecikmeyin. Yaşamın mucizeleri her an gerçekleşiyor. Bu mucizelere tanık olmak ya da olmamak belki de bütün mesele budur. Sevgiyle kalın.

BİZİ TAKİP EDİN

Dönüşüm Zen’le Başlar