DÖNÜŞÜM BAŞLASIN

Nefes Alıyor Musun?

By 10 Ocak 2019 No Comments

Hayatın, aldığımız ilk nefesle başlayıp, verdiğimiz son nefesle son bulması…Bu görünürde basit, fakat derin düşünüldüğünde içinde nice sırlar barındıran bir döngüdür.

Duygu durumunuz değiştiğinde aldığınız nefesin de farklı olduğu dikkatinizi çekti mi? Örneğin; hareketleriniz hızlanmasa dahi kızgınken, tıpkı koştuğunuzdakine benzer kısa kısa ve hızlı nefes alıp verdiğinizi, stres altındayken veya üzgünken derin nefesler yerine, sığ ve uzun aralıklarla nefes aldığınızı ve hatta bu yüzden arada nefesiniz yetmezmiş gibi derin derin iç çekmek zorunda hissettiğinizi, sakin ve huzurluyken uygun aralıklarla ve bedenin ihtiyacını karşılayacak şekilde nefes alıp verdiğinizi fark ettiniz mi?

Nefes, bedenin dengesini sağlayan mucizevi yaşam enerjisidir. Evet aldığınız, içinize çektiğiniz şey, hava olmaktan çok bir enerjidir. Varoluşta her şey bir enerjidir, ama bu kısma şimdilik girmeyelim. Bizi ilgilendiren nefesimize odaklanarak varlığımızda ve yaşamımızda neler yaratabileceğimiz. Varlığımızda kelimesi dikkatini çekti mi? Görünen bedenimizde, zihnimizde, ruhumuzda ve görünmeyen enerji bedenlerimizde… Bunların hepsine varlığımız diyoruz. Varlığımız dediğimizde belki bilemediğimiz, henüz keşfedemediğimiz daha pek çok şeyi de içine alıyor olabiliriz. Katı bedenimizi biliyor ve daha rahat gözlemleyebiliyoruz. Zihnimiz bundan biraz daha zor olsa da, pek çok psikoloji yöntemiyle onun üzerinde de çalışabilmek artık çok zor değil. Ruhumuz? En azından görmesek, bilmesek bile varlığını kabul ettiğimiz bir şey. Peki ya enerji bedenimiz? Bu konularla ilgilenen kişiler bilirler, enerji alanımız kirlian fotoğrafçılığı denilen ve çeşitli bazı yöntemlerle gözlemleyebildiğimiz bir alan haline geldi. Fakat derinliği çok fazla olan bir konu ve bu alanda henüz keşfedilecek çok şey var. Enerji bedenlerimiz diyoruz çünkü birkaç taneler… Neden göremiyoruz?

Çünkü frekansları gözümüzle görebileceğimiz bir seviyede değil. Ne işe yarar bu bedenler peki? Neden var? Bu hala araştırma konusu fakat keşfedilen önemli bilgiler mevcut.

Enerji bedenlerimiz arasında iletişim oldukça güçlü ve katı bedenimizde meydana gelen bir aksaklık enerji bedenlerimize, enerji alanımızda meydana gelen bir değişim katı bedenimize yansıyor. Bu bedenler birbirleri ile çakra merkezleri sayesinde aktarım gerçekleştiriyorlar. Bu çakra merkezlerini bedenimizdeki organlar gibi düşünebilirsiniz. Her birinin ayrı görevi ve temsil ettiği alan bulunuyor. Duygu durumlarımızda bile, her duyguyu temsil eden, etkilenen çakranın dahi farklı olduğunu biliyoruz. Bu konu çakralar konusuna doğru gidiyor ve aslında içine girdikçe sürekli keşfedilmeyi bekleyen bir serüven halini alıyor. Fakat toparlayacak ve konumuza dönecek olursak, tüm bu sistem nefes ile çok yakından ilişkili, doğru nefes teknikleriyle alfa frekans dalga boyuna geçiş yapabiliyor ve yine nefese odaklanarak yapılacak meditasyonlar sayesinde dengeye ulaşabiliyoruz.

Bir kere yazımızın başında söylediğimiz gibi prana adı verilen kozmik enerjiyi bedenimize indirdiğimiz bir güçtür nefes. Yaradanın bize vermiş olduğu en muazzam hediyelerdendir. Nefes ile bilgi, sevgi, bereket enerjilerini adeta bir bilgisayarın bir programı download etmesi gibi bedenimize indirebiliyoruz. Bu öğrenmemiz, geliştirmemiz ve hakim olmamız gereken bir güçtür. Kendi haline bırakıp, faydalarından mahrum kalmamızın çok yazık olacağı bir konudur. Çok çok önemlidir. Varlığınızda eşi benzeri bulunmayan madenlerin olduğunu bilip, çıkarmak için hiç uğraşmamak ve kendimize bu denli değer vermediğimiz bir yaşam sürdürmek, insan kadar üstün yetenekleri olan bir varlığa yakışmayacak bir tutum olacaktır.

Nefes alıyor muyuz? Her gün otomatik olarak aldığımız gerçekten nefes mi? Gerçekten nefes alabilseydik, bunu deneyimleyebilseydik hayatımızda neler değişirdi? Mümkün olmadığını düşündüğümüz neler mümkün olurdu? Nasıl bir yaşamımız olurdu? Lütfen bu soruları kendinize sorun. Varlığınız size fısıldayacak ve sizi nefesin gücü ile tanışmaya davet edecektir.

BİZİ TAKİP EDİN

Dönüşüm Zen’le Başlar